Diyarbakır Elden Ödemeli Escort Melis
General Tuncer KILIÇ, gazeteci yazar Altemur KILIÇ, Saygı ÖZTÜRK, Hulki CEVİZOĞLU, şüpheli İlhan SELÇUK ve kendisinin ödüle layık görülmesine rağmen toplantıya katılamadığı, töreni düzenleyen ve ödüle layık görülen şahıslar ile olan ilişkileri sorulduğunda, şüphelilerden Emin GÜRSES ve İlhan SELÇUK ile bağlantısını yukarıda anlattığını, Kemal ALEMDAROĞLU’ nu kamuoyundan tanıdığını, şüpheli İlhan SELÇUK’ a giderek ART ve Kanal B televizyonlarının bazı durumlarda ortak hareket etmesi gerektiğinden bu konuda kendisinin yardımcı olmasını istediğinden bahsetmiş olduğunu, şüpheli İlhan SELÇUK’ un da bu konuyu kendisine iletip yardımcı olmasını söylediğini, ART televizyonu sahibi şüpheli Mustafa ÖZBEK ile tanıştığını, üç kişi birlikte bir yemekte bu konuyu konuştuklarını, şüpheli Mustafa ÖZBEK’ in sıcak bakmadığını, kendisinin de üstelemediğini, Kanal B televizyonu sahibi Mehmet HABERAL ile bir samimiyetinin olmadığı için onunla buluşmadığını, Kemal ALEMDAROĞLU ile olan görüşmesine yalnız olarak gittiğini, Hulki CEVİZOĞLU’ nun meslektaşı olduğunu o şekilde tanıdığını, yukarıda bahsettiği PATALYA otelindeki toplantıda da olduğunu, hatta Hulki CEVİZOĞLU söz aldığında bu toplantının Mehmet HABERAL başkanlığında bir parti havası koktuğu içeriğinde eleştirel bir konuşma yaptığını, Sevgi ERENEROL’ u hiçbir şekilde tanımadığını, diğer şüphelileri de kamuoyunun tanıdığı kadar tanıdığını beyan etmiştir. Cumhuriyet Gazetesinin Ankara temsilcisi olarak çalıştığı, birlikte gözaltına alındığı şüphelilerden Şener ERUYGUR ve Hurşit TOLON’ u kamuoyunun tanıdığı kadar tanıdığını, şüpheli Sinan AYGÜN’ ün ATO başkanı olduğu, en az 10-15 kişiyle tertiplenen yemekli davetlere katıldığını, bunların sayısının üçü geçmediği, toplantılara gazeteci kimliğiyle katıldığını, bunların güncel siyasete ilişkin sıradan yemekler olduğu, daha önce haklarında işlem yapılan şüphelilerden İlhan SELÇUK’un bilindiği gibi kendisinin Ankara temsilcisi olduğu Cumhuriyet Gazetesinin başyazarı olduğunu, ayrıca Cumhuriyet Vakfının da başkanı olduğu, ilişkilerinin bu çerçevede olduğu, şüpheli Doğu PERİNÇEK’ in İşçi Partisinin Genel Başkanı olması nedeniyle kendisini parti toplantılarına ve basın açıklamalarına çağırdığını, bunların hiçbirisine rağbet etmediğini, gerekli gördüğüne muhabir gönderdiğini, şüpheli Vedat YENERER’ in 1991 yılına kadar Cumhuriyet Gazetesinde muhabir olarak çalıştığını, yaptığı bir haberi başka bir televizyona habersiz verdiğinden dolayı gazeteden kovulduğunu, şüpheli Vedat YENERER’ in sahibi olduğu internetajansı.com sitesi adına kendisine yılın Kuvvacısı ödülünün layık görüldüğünün iletildiğini ifade etmiştir.
23.12.2003 tarihinde Hasan Atilla UĞUR İle Jandarma Genel Komutanlığı Karargahında yaptığını ve gizli kamerayla çekimi yapılan görüşme sorulduğunda; burada başkan olarak konuşanın dönemin Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Dairesi Başkanı şüpheli Levent Ersöz olduğunu, bahsettiği gibi Cumhuriyet Çalışma Grubu isimli bir oluşum hakkında bilgisi olmadığını, kendisi hakkında gıyabında bu tür bir düşünce geliştirmiş iseler kendisini bağlamadığını, zamanın Cumhurbaşkanı A.N.S.’nin Cumhuriyet gazetesine özel ilgi gösterdiğinin herkesçe bilindiğini, A.N.S.’nin gazetenin genel yayın çizgisini beğendiğini, bu nedenle kendisiyle sık görüşen az sayıdaki gazetecilerden birisi olduğunu, kendisinin de görüşmelerindeki izlenimlerini buradaki gibi bir sohbette şüpheli Levent Ersöz’ e aktarmış olabileceğini ifade etmiştir. Kendisinin de Veli KÜÇÜK ile buluşmak için yanma gittiğini, gündemdeki konular hakkında konuştuklarını Veli KÜÇÜK' ün kendisine özel güvenlik alanında Çinlilerle bir anlaşma yaptığını söylediğini. Bunun üzerine bu konu üzerine fotoğraflar alarak Yeniçağ gazetesinde haber yaptığını. Savcılık beyanı okunup sorulduğunda doğru olduğunu, kendisine ait olduğunu, devamla; dosya içerisinde bulunan Genelkurmay antetli, İçişleri antetli ve çeşitli mahkemelerin antetlerini taşıyan belgeler ve Milli İstihbarat Teşkilatı kaynaklı gelen belgelerin kendisinin Ankara Temsilciliğini yaptığı gazeteye ve kendisinin adına gelmiş belgeler olduğunu, sonuçta kendisinde toplandığını, kendisinin buralardan gelen gizli başlıklı bu belgeleri herhangi bir şekilde başka bir amaç için değil, yazdığı kitaplarda ve yaptığı yorumlarda okuyucularını aydınlatmak için kullandığını, kendisinin işyerinde elde edilen gizli belgelerin bugün Ankara Gazetecilerinin en önemli kaynağı olduğu Ankara’da ikamet edip de gazetecilik yapan çoğu kişinin eğer ev ve işyerlerinde arama yapılırsa bu tür belgelere rastlanacağının açık olduğu, bunun Ankara’ da sıradan bir duruma geldiğini, gazetecilerin bu belgeler kendilerine ulaştığı için övündüklerini, mesleki başarı saydıklarını, bu belgeleri niçin sakladığı hususunda yazdığı kitapların eleştirilmesi ve boş olduğunun iddia edilmesi karşısında bu iddiaları çürütmek ve kendi iddialarını belgelendirmek için olduğu, kendisinin komşu ülkeler ile ilgili istihbarat raporlarını kullandığı, kendisi yazmış olduğu İran Raporu, Suriye Raporu ve Irak ile ilgili yazdığı kitapta kullanıldığını, kendisinin Irak ile ilgili kitabının Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde okunması önerilen kitaplar arasında sayıldığını, gözaltında bulunduğu sırada tanık olduğunu, dosya içerisindeki yoğun olarak gözüken gizli başlıklı raporlar kendisinin 11 yıllık süreçte edindiği evraklar olduğu, ancak mahkemenin birden karşısına çıktığını, bunun yanlış yorumlanmamasını talep ettiğini, milli siyaset belgesinin 2006 yılında çalıştığı gazetede manşet olduğunu ancak herhangi bir hukuki işlem yapılmadığını, MGK belgeleri de yukarıda yaptığı anlatımla açıklanabileceğini, irtica-i faaliyetlere karşı yürütülecek Başbakanlık ve İçişleri Bakanlığı kaynaklı belgede kendisinin yine ilgili kurumlardan bir şekilde yayınlarını kullanmak maksadıyla edinildiğini, bu belgeyi gazetesinde dizi olarak yayınlandığını, daha sonra Devlet ve İslam ismiyle kitaplaştığını, dosya içerisinde kimi şahıslarla ilgili bilgileri de içeren dokümanlar gazetesinde davalı olan Haydar BAŞ grubu hakkında mahkemeye arz edilen bilirkişi raporu olduğunu, kendisinin Jandarma Genel Komutanlığında farkında olmadan kayıt altına alınan görüşmesiyle ilgili hazırlanan bilgi notunda 100 Bin YTL.’ ye ihtiyaç duyduğunun belirtilmesinin tamamen yorum olduğu ve yanlış bir yorum olduğu, belki sohbet sırasında kimi dinci gazetelerin ücretsiz dağıtılması maliyeti konuşulurken Cumhuriyet Gazetesinin de ücretsiz dağıtılması konusunda maliyet hesabı ile ilgili bir fikir egzersizi olabileceği, bunun olası bir durum olduğu, kendisinin iradesi dışı çekilen bu kayıtların hukuki delil olarak dahi kabul edilmemesi gerektiği çünkü kendisinin bu görüntülerin mağduru durumuna düşmüş olduğu, kendisinin devlete ve kurumlarına olan saygısının ifadesi olarak makama saygısı dolayısıyla gitmiş olduğu bu teşkilatta rızası dışı yapılan kayıttan dolayı mağdur olduğunu, kendisinin gazeteci olması sebebiyle zaman zaman çağrıldığı Devletin MİT gibi, Kuvvet Komutanlıkları gibi, Meclis Başkanlığı gibi birimlerine gittiğini, şüpheli Mustafa ÖZBEK ile arasında geçen telefon görüşmesinde ismi geçen Tuncay’ ın şüpheli Tuncay ÖZKAN olduğu, şüpheli Tuncay ÖZKAN hakkında kanalı sattı, paraları Paris’ de yemeye gittiği söylentileri çıktığı için şüpheli Tuncay ÖZKAN’ ın yurt dışında olduğu düşünüldüğünü, Vatansever Kuvvetler Birliği ile hiçbir organik, resmi, gayri resmi bağlantısının olmadığını, gazeteci olması sebebiyle gönderilen bir dergi söyleşisi olduğunu, kendisinin faaliyetlerinin kesinlikle bir örgütün amacı doğrultusunda değerlendirilemeyeceğini, meslek büyüklerinden aldığı eğitim ve terbiye ile görevini yapmakta olduğunu, kendisinin kesinlikle kimseyi terör örgütü faaliyetlerine ve şiddete teşvik etmediğini, yazılarının bunun aksi içeriğe sahip olduğunu, demokrasi dışı hiçbir gücü onaylamadığını, darbeye taraftar olmadığını, bunun kanıtının yazıları olduğunu, demokrasi dışı yöntemlere yönelmek kendisinin şuanda sahip olduğu demokratik ortama ihanet anlamına geldiğini ifade etmiştir.
Kendisinin üzerine atılı suçlamayı bildiğini, daha önce savcılık katında avukatlarının nezaretinde C.Savcılarına uzun uzadıya ayrıntılı ifadeler verdiğini, bu ifadelerini aynen tekrar ettiğini, aslında burada ifadelerine ekleyecek çok fazla bir şeyde olmadığını, savcılıkta kendisine sorulabilecek her şeyi sorduklarını ve sorulanlara bütün samimiyetiyle dos doğru cevaplar verdiğini, orada vermiş olduğu ifadesini aynen tekrar ettiğini, savcılık aşamasında da en çok bilgisayarında çıkan bir kısım gizli ve sır niteliğindeki belgelerden ve tutmuş olduğu notlardan dolayı sorgulandığını, bunlara açıklık getirmek istediğini, 30 yıllık gazeteci olduğunu, bu 30 yılın yarıdan fazlasını da Cumhuriyet Gazetesinin Ankara temsilcisi olarak geçirdiğini ve halen Ankara temsilcisi olduğunu, hem kişisel gayreti hem de mensubu bulunduğu gazetenin ağırlığı nedeniyle her taraftan çok yoğun bir bilgi akışına ve haber akışına maruz kaldığını, tüm bu bilgi ve belgelerin hem haber yapmak hem de süreç içerisinde yazacağı kitaplara ya da köşe yazılarına konu etmek için kişisel arşivine koyduğu olduğunu ve gördüğü karşılaştığı durumları kişileri ve bir takım olayları da bilgisayarına not ettiğini, kaldı ki dosyaya giren birçok notun da güncelliğini yitirmiş olması nedeniyle bilgisayarından silmiş olmasına rağmen bir takım kurtarma programlarıyla kurtarılarak güncellenmiş bilgiler olduğunu, bu bilgileri kendisinin zaten sildiğini, Ankara temsilcisi olarak Anakara'daki resmi görevli olan tüm üst düzey insanlarla değişik ortamlarda gazetecilik kimliğimle bir araya geldiğini, bu birlikteliklerin tamamen yasal zeminlerde gerçekleştiğini, kendisine özellikle savcılık aşamasında şüpheli MUSTAFA ÖZBEK ile olan diyaloglarının sorulduğunu, MUSTAFA ÖZBEK' i 2004 yılından beri tanırım, kendisiyle temasım vardır, şüpheli MUSTAFA ÖZBEK' in onursal başkanı olduğu ART Televizyonunda program yaptığını, birde onların finanse ettiği, Strateji Dergisini Cumhuriyet Gazetesinin eki olarak çıkarttıklarını, bunun finansmanına ilişkin hususların tamamen yasal ve faturalı olduğunu, Türk Metal'in ART Televizyonunda program yaptığını, ancak burada yaptığı program karşılığında kendisine yasal ödeme yapamayacakları için Türk Metal Dergisinde yazı yazmasını bunun karşılığında telif ücreti olarak kendisine para vereceklerini bu şekilde ödeme yapabileceklerini söylediklerini, kendisinin de Türk Metal'de yazı yazmaya başladığını, bunun karşılığında da kendi hesabına 1500 TL.

ERDOĞAN Belediye dava isimli iki adet word belgeli olduğu; AKP İddia çalış isimli word belgesi içerisinde yapılan incelemede tespit edilmiştir. Şüphelinin ikametinde yapılan aramada Taki DOĞAN isimli şahsın bir Gülin YILDIRIM KAYA isimli bayan ile müstehcen görüntülerinin yer aldığı video kaseti elde edilmiştir. ADD Genel Merkezi başkan odasında yapılan aramalarda elde edilen 13 no’ lu cd içerisinde “BALBAY2” isimli bir video dosyası ile bu videonun çözümünün yapıldığı “23 12 2003 balbay” isimli bir yazı dosyası bulunduğu, bu videonun yapılan incelemesinde Şüphelinin, Levent Ersöz ve Hasan Atilla UĞUR’ un kamera çekimi görüntülerinin olduğu anlaşılması üzerine bu görüşmenin Cumhuriyet Çalışma Grubu tarafından organize edilen “basınla irtibat ve bilgilendirme çalışması” (devre raporları slâytları) kapsamında yapılan bir görüşme olup olmadığı sorulduğunda; görüşmenin mahiyetini, yukarıda anlattığını Cumhuriyet Çalışma Grubu isimli bir oluşumdan haberinin olmadığını, bu görüşmede konuşulmadığını, gazetecilik faaliyeti çerçevesinde de böyle bir oluşum olduğuna dair bir bilgi edinmediğini ifade ettiği görülmüştür. “Atadüşünce” isimli sunu dosyası içerisinde Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar Milletvekilleri ve Danışmanlar hakkında iddiaların yer aldığı doküman ve F.Prof.Dr. https://diyarbakirofisescortlari.com/ yapılan aramada ele geçen PKK örgütü üyesi ve liderleri olan kişiler ile ilgili fotoğraflan gazetecilik görevinden dolayı haber amaçlı olarak çektiğini, Yine aramalarda çıkan boş havan, uçak savar ve top kovanlan savaş muhabirleri yaptığı dönemde aldığı hatıra amaçlı eşyalar olduğunu ve zaten kullamlmayacağmı,boş olduklarını, kendisine yüklenen suçlamalan kabul etmediğini beyan etmiştir.